Julie Delpy'den Kan Banyosu...

Elizabeth (Erszebet) Bathory...
Macaristan'ın en güçlü ailelerinden birinin kızı...
11 yaşında ülkenin prensiyle nişanlandı... 15 yaşında evlendi ve ilk çocuğunu doğurdu...
Kuzeni Macaristan Başbakanı, dayısı kardinal, amcası Stephan Polonya Kralı...
Eşi Kont Nadazdy bir halk kahramanı, 25 yıl savaşarak ülkeden Osmanlılar'ı kovan isim olmayı başarmış...
Kendisi dört dil konuşabilen, sanatçıları sarayına toplayan ve onları destekleyen bir entellektüel...
Buraya kadar herşey normal... Ancak herşey bundan sonra başlıyor...

Teyzesi Klara Bathory, biseksüelliğini açıkça yaşayan, genç kadın ve erkeklerden kendisine bir harem kuran bir kontes... Elizabeth, kısa sürede bu haremin müdavimi haline gelen bir nemfomanyak haline geliyor...

Bathory'nin bir diğer amcası satanist... Elizabeth'i şeytan konusunda eğitiyor...

Ve en önemlisi... Dadısı Dorothy Szentes (Dorka), pagan ritüellerini çok iyi bilen bir cadı... Sadist bir sosyopat...

Elizabeth en yakın arkadaşlarını ve en sevdiği hizmetçilerini toplum dışına itilmiş psikopatlar arasından seçiyor... Kendine bir çete kuruyor...
Eşinin savaşlarda olmasını fırsat bilen ve elinde tüm ülkeyi yönetecek güç bulunan Elizabeth Bathory'nin hikayesi Julie Delpy'nin üçüncü yönetmenlik denemesinin konusu... Delpy, aynı zamanda filmin başrolünü yani Elizabeth Bathory'yi oynayan isim... Kendisine Daniel Brühl (Good Bye Lenin) ve William Hurt de eşlik ediyor... Çekimleri tamamlanan ve şu sıralarda post prodüksiyonu gerçekleştirilen "Kontes"in konusunu tam olarak anlatmak için Bathory'nin hikayesinin geri kalanını da aktaralım...
Elizabeth Bathory'nin yakalanıp hapsedilmeden 650 genç kızı işkence ile öldürdü...
Gençliğini korumak için bakire kızların kanında yıkandı... Köylü kızların kanının istediği etkiyi vermediğini söyleyerek aristokrat ailelerin kızlarına dadanınca Macaristan İmparatoru duruma müdahale etmek durumunda kaldı...
Şatosu gece baskınına uğradığında odasında kanı sonuna kadar akıtılmış bir genç kız cesedi ve can cekişen diğer bir gerç kızla karşılaşıldı... Şatonun mahzenlerinde ağır işkencelerden geçmiş 50 kız daha bulundu...
Kurduğu sadist "çetenin" diğer üyeleri yaptıklarının cezasını yakılarak ödedi, Bathory kocası bir halk kahramanı olduğu için şatosunda etrafına taş bir duvar örülerek hapsedildi... Kendisine sadece duvardaki bir delikten yemek verildi...

İnternette kısa bir araştırma yaptığınızda da Bathory'nin yaptıklarını özetleyen bilgilere ulaşabiliyorsunuz:

http://en.wikipedia.org/wiki/Elizabeth_Báthory
http://perpettualy15.wordpress.com/2008/01/25/elizabeth-bathory/

Delpy'nin senaryosunu da kendi yazdığı eseriyle ilgili iddiası 2008'in son günlerinde vizyona girecek filmi daha da ilginç kılıyor: "Filmde sadist bir seri katilin yaşamını değil, insanın güç sahibi olduğunda neler yapabileceğini göstereceğim"

Yorum Gönder

0 Yorumlar

Ad Code

Responsive Advertisement