Antonioni'nin Ölümü...


Michelangelo Antonioni ve Ingmar Bergman'ı bir gün arayla kaybetmenin üzüntüsünü aradan bir yıl geçmiş olsa da hala yaşıyoruz. Ölümsüzlüğe uzanan eserler yaratan iki yönetmenin filmleri kadar hayatlarını yaşayış tarzları da hala birçok sinemaseverin belleklerinde.

Yaşantıları, genel geçer sinema anlayışına karşı verdikleri savaş ve bu savaşta her biri ayrı bir zafer olarak nitelenebilecek başyapıtları kendileri ölse de unutulmayacak.

Antonioni hakkında geçtiğimiz hafta ortaya çıkan gerçekler de, İtalyan ustanın filmleri kadar çarpıcı, unutulmaz ve bir o kadar da karanlık.

Antonioni'nin 1985'te geçirdiği kalp krizi sonucunda büyük konuşma zorlukları çektiğini kendisini ve sanatını takip eden hemen herkes biliyordu. 1995'te son filmi "Beyond The Clouds"u Wim Wenders'ın yardımıyla çeken büyük usta, daha sonra inzivaya çekilmiş ve sessiz bir hayat yaşamaya başlamıştı.

Eşinin geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamalar münzevi hayatının da çok rahat geçmediğini anlamamızı sağladı. Antonioni 2006'da geçirdiği beyin kanaması sonrası görme yeteneğini de yitirmiş. Büyük usta bu son darbeye bir türlü alışamamış ve görmeden yaşamanın anlamsız olduğunu belirterek eşine kendisini öldürmesi için yalvarmış. Sonunda farklı bir intihar yönteminde karar kılmışlar.

Antonioni 2006 yılında başladığı bir ölüm diyetiyle ölümüne kadar geçen 10 ay boyunca günde sadece üç dört kaşık yemek yemeye başlamış. Eşi Enrica Rica'nın, Antonioni'nin son günlerini anlatan cümleleri, daha fazla söze gerek bırakmıyor:

"Filmleri gibi ölümü bile bir başyapıttı. Sessiz bir şekilde, hayatın en büyük gerçeklikliğiyle yüzleşmeye, hayata ve ölüme sarılarak gitti."

Yorum Gönder

0 Yorumlar

Ad Code

Responsive Advertisement