Sinema sanatının en kıyıda köşede kalmış ama aynı zamanda en önemli uygulayıcıları kurgu editörleridir. İyi bir kurgu editörü kötü bir filmi mükemmel, yeteneği kısıtlı bir editör ne kadar iyi çekilirse çekilsin bir filmi boktan hale getirebilir.
Kurguculuk mesleği garip bir şekilde üç r ile yazılacak düzeyde errrkek işidir. Kadın kurgucuların sayısı parmakla sayılabilecek kadar azken, oscar ödüllerinden, en bağımsızından film festivallerine kadar, kendilerine kolay kolay ödül vermezler. Bu konuda belki de gizli bir kadın düşmanı tutum olabileceği konusundaki en ilginç örnek ise cumartesi günü kaybettiğimiz Dede Allen'dır.
Dede Allen, düşük bütçeli b-tipi filmlerde başladığı kurguculuk yaşamının daha başında The Hustler ve Bonnie and Clyde gibi iki başyapıtla ortaya çıkınca film sanatını derinden etkiledi. Bu başyapıtları Little Big Man, Dog Day Afternoon, Reds ve The Breakfast Club gibi her biri sinema tarihini yeniden yazan yapımlar takip etti. Birlikte çalıştığı her yönetmen "Filmin esas başarısı ona ait" sözleriyle Dede Allen'ı öven sözleri birbiri ardına sıraladılar. Dede Allen 3 kere oscar'a aday oldu ancak yazının başında bahsettiğimiz muhtemel gizli düşmanlık bu ödülü almasını engelledi.
1923 doğumlu Allen, Fireflies in the Garden'ı kurguladığı 85 yaşında bile kurgu masasının başındaydı. Onu geçtiğimiz haftasonu 87 yaşında kaybettik.
0 Yorumlar