Dünyanın doğusu ve batısı hep savaştı... Genelde savaşları batı çıkarsa da doğunun savaş tanrıları da milyonlarca insanını bitmek bilmeyen çekişmelere kurban verdi. Yerküre, iyilik ve kötülüğün savaştığı ve aynı zamanda iç içe geçip birbirine karıştığı bir hal aldı...
Yaşadığımız dünyada Siyah ve Beyaz'ın sınırları birbirine karıştı. Batı kültürü ve dolayısıyla sineması bize hala "Good Guys vs. Bad Guys" senaryoları sunsa da, gözlerini doğuya çevirmeyi bilenler dünyanın gerçeklerini sunan eserlerle gerçekleri daha net görme şansı yakalıyorlar. Uzakdoğu sineması, İran ve Türk filmleri, dünyanın gerçeklerine daha hakim. Sovyet sinemasının, Avrupa'nın yeni dalga ekollerinin, İtalyanların Neo-Realizmini daha iyi anlıyorlar, günümüze aktarıyorlar.
Walt Disney - Studio Ghibli (Miyazaki) filmleri arasındaki fark da bu şekilde anlatılabilir belki. Seyrettiğimiz her anime ile Ghibli'nin bayrağını taşıdığı akımın yayıldığını ve büyüdüğünü görmek çok sevindirici.
Tekon Kinkurito, daha önce Metropolis'i bizlere sunan Studio 4°C'nin bir filmi... Filmde "Treasure Town"da yaşayan sokak çocukları Shiro ve Kuro'nun kötülükle savaşlarını izliyoruz. Film Yin-Yang'ın, filmin baş kahramanları Shiro (Beyaz) ve Kuro'nun (Siyah) zaman zaman nasıl grileştiğini anlatıyor. Michael Arias, yani ABD'li bir yönetmen (aslında 14 yıldır Japonya'da yaşayan bir Amerikalı) tarafından çekildiği için filmde yine bir Disney kötüsü bulunsa da ustaca ele alınmış tüm diğer karakterler bize sadece sinema değil, felsefe dersleri de veriyorlar.
"Benim ne işi var felsefeyle?" diyorsanız da kaçırmamanız gereken bir film olduğunu hatırlatmak gerekiyor. Son zamanlarda bu kadar aykırı ve aynı zamanda iyi çizilmiş bir animasyona rastlamamıştık.
0 Yorumlar